Geçmiş olsun: 1-3

Türkiye, Japonya karşılaşmasına Bahar-Naz-Esra-Eda-Neslihan-Neriman altısıyla başladı. Maç, Esra ve Saori Kimura'nın karşılıklı sayılarıyla başlarken Esra'nın geriye gitmesiyle Türkiye top öldürmekte zorlanmaya başladı. Sonrasında Neslihan Darnel'in devreye girmesiyle durum dengeye geldi. İlk teknik molaya 8-7 Japonya önde girdi. Mola sonrasında avantajlı hücum turuna giren Türkiye, Japonya'nın 1.59'luk pasörü Takeşita'nın öne gelmesiyle file önünde üstünlük kurdu ve dört sayı üst üste kazandı. Özellikle Esra Gümüş'ün blok-autları bu dakikalarda yine Türkiye'nin en büyük sayı kozuydu. Ancak Japonya, her zaman yaptıkları gibi yine müthiş mücadele etti ve ikinci teknik molaya da bir sayı üstün girdi. Arka alanda Neriman'ın manşet hataları üzerine oyuna Gözde alındı. Bu noktadan sonra Japonya kendi ritmini Türkiye'ye kabul ettirdi ve hızlı oyunla seti 25-19 kazandı.

Türkiye ikinci servise daha iyi servis atarak ve rakibin hücumlarını bozarak başladı. Neslihan'ın da hücum yüzdesini yükseltmesiyle Türkiye ilk teknik molaya 8-6 önde girdi. Mola sonrasında da etkili servisler devam edince Manabe molayı aldı. Ritmi sürdüren milli takım, teknik molaya 16-10 önde girdi. Sonraki bölümde Esra Gümüş'ün yüzde 70'leri bulan hücum yüzdesi Sultanlar için işleri kolaylaştırmaya devam etti. Ancak bu bölümde biraz konsantrasyon kaybı yaşanması Japonya'nın farkı azaltmaya başlamasına neden oldu. Türkiye, pek çok set sayısından yararlanamadı ama Türkiye yine de bu seti 25-23 kazandı.

Japonya maçlarında geleneksel olarak uygulanan on dakikalık set arasından sonra Türkiye tekrar maça konsantre olmakta zorlandı. İlk teknik molaya 8-3 Japonya üstünlüğüyle girildi. Teknik moladan sonra farkı altı sayıya kadar çeken Japonlar, millilerin servis hatalarından da çok yararlandı. İkinci teknik moladan sonra Mehmet Bedestenlioğlu, kötü oynayan Neslihan'ın yerine bundan önceki maçlarda yararlanamadığı Seda Tokatlıoğlu'nu riske etti. Milliler bu dakikalarda Eda Erdem'le sayılar bulmaya başladı ancak dünyanın en iyi liberolarından Yuko Sano devreye girdi ve o imkanı da ortadan kaldırdı. Japonya seti 25-19 kazandı.

Millilerin dağınıklığı dördüncü setin başında da sürdü. Türkiye bu sete Neslihan'la başladı ama yine katkı alamadı. Japonya müthiş temposuyla 5-0'lık bir seri yakaladı. Ebata da sayıların yükünü çekince teknik molaya 8-1'le gelindi. Bedestenlioğlu, bu noktada pasör değişikliği yaptı ve Dominik maçını çeviren Elif Ağca'yı, Bahar Toksoy'un yerine de geçen orta oyuncu Büşra Cansu'yu oyuna aldı. Ancak bu değişiklikler de hiçbir fark yaratmadı ve ikinci teknik molaya 16-7'yle girildi. Bundan sonraki bölümde de rahat oynayan Japonya seti 25-13, maçı da 3-1 aldı.

Japonya, rakip takım maçı domine etmediği sürece kolay kolay yenilebilen bir takım değil. Japonya'yı yenmek istiyorsanız maça baştan iyi girip, öyle götürmeniz gerekiyor. Çünkü maç uzadıkça Japonya'nın hızına ayak uydurmak imkansızlaşıyor. Dahası asla konsantrasyon kaybetmemeniz gerekli. Çünkü karşınızdaki takım asla vazgeçmiyor. Bizim bu maçı kazanmak için Neslihan, Eda ve hatta Seda'nın katkısına ihtiyacımız vardı. Ancak hiçbir şey bulamadık. Bu maçtan Türkiye adına akılda kalabilecek tek şey Esra Gümüş'ün müthiş performansıydı. Onun dışında tüm mevkilerde, pasör ve liberonun yanı sıra bizim en çok üstünlük kurmamız gereken ortada bile Japonya Türkiye'den çok üstündü. Kaldı Manabe'nin Japonya'sı bir önceki döneme göre çok daha güçlü. Shin Takahashi'nin yerine adapte ettikleri Ebata dağınık defansa cezayı kesebilen, tehlikeli bir oyuncu. Japonya'yı şöyle böyle oynayarak yenmek mümkün değil. Özellikle file önü üstünlüğü kurmadan. Rusya ve Çin bunu yapabiliyor ama biz yapamıyoruz. Maç Japonya'nın istediği gibi oynanınca da sonuç bu oluyor.

Artık Türkiye'nin yarı final şansı yok denecek kadar az. Artık kalan maçları kazanıp 5.-8. klasman maçlarına hazır olmak gerekiyor.