Popüler Sporlar
TÜM SPORLAR
Tümünü göster

Alican Kaynar ile kariyeri, Türkiye'de yelkencilik ve fazlası

Eurosport Türkiye

Yayınlandı 11/08/2020 - 17:51 GMT+3

Yelkene yönelişi, Fenerbahçe'deki kariyeri, Olimpiyat hazırlıkları, yelkenciliğin detayları, hobileri... Türk yelkenciliğindeki önemli sporculardan olan Alican Kaynar, Kuzey Kılıç'ın sorularını yanıtladı.

Alican Kaynar

Görsel kaynağı: Eurosport

Yelken sporuna nasıl başladınız? Bu sporla tanışmanız ve sonrasında bunu meslek hâline getirmeye karar verişinizde neler yaşadınız?
Yelken sporuna altı yaşımda Fenerbahçe Spor Kulübü’nde başladım. O zamanlar yelkenin bilinirliği çok azdı. Örnek vermek gerekirse bugün her sene kulübümüzde 150-200 kursiyer kayıt yapıyor, 1994’de bu sayı 6 idi. Ben de babam vesilesiyle yelkene başladım.
Daha sonrasında 16-19 yaşlarında ulusal yarışlardaki başarım ve milli takıma girmem olimpiyat hayallerimin başlangıcı oldu. Meslek haline getirmem ise 2012 Londra Olimpiyatları’ndan sonra gerçekleşti. 2012’de Olimpiyat havasını soluduktan sonra Türkiye adına madalya almam gerektiğini anladım. Fakat o zamana kadar Türkiye’de yelken olimpik sporculuğu henüz meslek olabilecek şartlara sahip değildi. Hedeflerimi o dönemde kulüp yöneticilerimiz ve daha sonrasında şimdiki başkanımız Sayın Ali Koç ile paylaştım. Kulübüm ve Koç Grubu’nun deştiği ile 2016 Olimpiyatları’na hazırladım. Bugün ise Fenerbahçe Doğuş Yelken Şubesi olarak 2020’ye madalya hedefi ile hazırlanıyoruz.
Peki, bir idolünüz var mıydı?
Mümkün olduğunca her kulvarda başarılı olmuş bireyleri takip etmeye ve yürüdükleri yolları anlama çalışıyorum. Hem başarılarıyla hem de etik anlayışı Bill Gates idollerimden bir tanesi.
Lise öğreniminizi Notre Dame de Sion’da tamamladınız. Üniversite’de ise endüstri mühendisliği okudunuz. Yani eğitim hayatınızın belirli bir başarıya sahip olduğu söylenebilir. Siz, yelken ile eğitim hayatınız arasında nasıl bir denge kurdunuz? Ayrıca yelken sporuyla uğraşmak istemeseniz endüstri mühendisliğine neler yapmak isterdiniz?
Bu bölümü seçtiğimde hayalim Türkiye’de tekne üretebilmek idi. Aslına bakarsanız halen bu hayal derinlerde yaşıyor. Sporculuk kariyerimi bitirdikten sonra bu sektöre yönelebilirim. Ama her şeyden önce olimpik kariyerim boyunca şunu anladım: Sporculuk başarı kazanmaktan öte kazanılan başarıların ülke gençliğine aktırılması ve disiplinli değerleri olan bir nesil yetiştirilmesi misyonuna katkı sağlamaktır. Bunun için de her sporcunun iyi bir eğitim almasının çok önemli olduğunu düşünüyorum.
Alican Kaynar
Tokyo Olimpiyatları hazırlıklarınız nasıl gidiyor?
Olimpiyat hedeflerimiz doğrultusunda performansımın en yüksek olduğu sene. Bu bağlamda olimpiyat bu sene olsaydı madalya için hazır olacaktım. Birkaç ay önceki zamanımı olimpiyat hava şartlarına yakın olan Kanarya Adalarında geçirdim. İki ay evden uzak olmak zordu ama bu sene tüm fedakarlıkların yapılacağı sene. Şimdi olimpiyatlara 1,5 sene var. İlk hedefimiz bu sene yapılacak olan Dünya Şampiyonası, oradan madalya ile dönmek istiyorum.
Fenerbahçe kulübünün sporcususunuz. Oradaki kültürden biraz bahseder misiniz?
Fenerbahçe Spor Kulübü benim ikinci ailem. Bugün yelken ve madalya konuşabiliyorsak bu kulübüm sayesindedir. Futbol, basketbol ne kadar ön planda gibi gözükse de her olimpiyata 15 kadar sporcu Fenerbahçe bünyesinden katılıyor. Kulübümüzde ciddi bir olimpiyat kültürü var diyebilirim.
İdeal bir yarış gününüz nasıl oluyor?
Sabah uyanır uyanmaz küçük ölçekte olan ilk kahvaltımı ederim ve daha sonra esneme hareketleri ile vücudu aktive eden egzersiz programımı yaparım. Daha sonra ikinci kahvaltımı ettikten sonra tekne hazırlığına geçerim. O günün hava koşullarına göre tekne ayarlarımı güncellerim ve hemen arkasında antrenör ile günü değerlendiririz. Genelde yarışlar 11:00 başlar fakat bizim için her gün farklıdır. Rüzgarsızlık nedeni ile çoğu zaman start saatinde değişiklikler olabiliyor. Yarışlar bittikten sonra eve gelip yenilenme çalışmalarıma başlıyorum. Genelde buz banyosu yapıyor ve masaj oluyorum ve son olarak antrenörle yarış analizlerini yapıp ertesi güne hazırlıyorum kendimi.
Beslenme düzeni, her spor dalı için büyük önem taşıyor. Ama sanırım yelkencilik adına biraz daha önemli. Vücut ağırlığınızın araçla olan uyumundan sizin hareket kabiliyetinize kadar birçok alana etki yapıyor. Bu konuda nelere dikkat ediyorsunuz?
Finn sınıfı bildiğiniz gibi ağır sıklet disiplini olarak olimpiyatlarda yer alıyor. Sporcular genelde 95 ile 103 kilo arasında yarışıyor. Ben 98 kiloyum. Kilomu tutmam benim için çok önemli bu sebeple yediklerime çok dikkat ediyor. Sert esen bir yarış veya antrenman günüde denizde 4000 kalori yakabiliyoruz. Bu da toplam günlük kalori ihtiyacımızı 8000 kaloriye kadar çıkartıyor. Aldığımız protein, karbonhidrat ve yağ dengesi performansımız için çok önemli.
Yelken sporunun Türkiye’deki yerine dair neler düşünüyorsunuz?
Türkiye, özellikle Muğla ve İzmir bölgeleri yelken sporunu 365 gün yapabileceğiniz sıcaklık ve rüzgâr açısından elverişli bölgeler. Avrupa’da sadece iki-üç ülkede aynı şartlar var. Bu sebeple doğru ve sistematik hazırlık sistemi ile Dünya’nın bu sporda sayılı ülkeleri arasına girebiliriz. 2021 Olimpiyatları’nda alacağım bir madalyanın bunun başlangıcı olacağını düşünüyorum.
2012 ve 2016 Olimpiyatları’nda Türkiye’yi temsil etmiştiniz. Oradaki ortam nasıldı? Olimpiyat dönemi boyunca kendinizi nasıl hissediyordunuz?
İlk olimpiyatımda 23 yaşında ve tecrübesizdim, hazırlıklarım ise yeterli değildi. Ama orada olmak müthiş bir histi. Özellikle ilk starttaki heyecanımı halen hatırlıyorum. 2016 ise daha hazır ve tecrübeli olduğum olimpiyattı. Yelken sporcu taktik, teknik, rüzgar bilgisi, stratejinin fiziksel performans ile birleşmesi sonuncunda performans gösterdiğiniz bir spor. Bu sebeple madalya alan sporcuların yaşı diğer sporlara oranla daha yüksek. Rio’da ilk iki gün ilk üçte yer aldım. Daha sonra tecrübemin daha az olduğu okyanus parkuruna geçtiğimizde yarışlarım kötüye doğru gitti ve 14. sırada tamamladım oyunları.
Alican Kaynar
Orsa ve pupa seyirlerinde nelere dikkat ediyorsunuz? Demek istediğim, bu hareketlerde sizce en kritik noktalar neler?
Sporcular her zaman orsa ve pupada tekne hızına çok önem veriyor. Özellikle rüzgâr arttıkça ve bununla orantılı nabız arttıkça tekne ile mücadele daha da fazla artıyor ve taktik arka plana atılabiliyor. Burada en önemlisi düzenli olarak rakipleri ve rüzgârı izlemek ve stratejimizi sürekli yenilememiz. Futbolcular için söylenen bir söylem vardır, kafayı kaldırmak aynısı yelken için de geçirli.
Biraz deniz dışına çıkalım. Yelkencilik dışında nelerle ilgilenmeyi seviyorsunuz? Hobileriniz neler?
Mutfakta ailemle vakit geçirmeyi çok seviyorum. Yemek yakmak deşarj ediyor beni. Seyahat ederken de gittiğimiz şehirlerdeki yeni nesil kahve dükkanlarını ziyaret edip farklı kahve çekirdeklerini denemek hobilerim arasında.
Hayatınızın belirli bir döneminde sizi etkileyen, bir kararı almanıza yardımcı olan söz, kitap ve filmler var mı?
Platon’un Sokrates’in Savunması kitabı beni etkileyen kitaplardan biridir. Değerlerimiz, doğrular ve onlara olan bağlığımı hayatımın orta yerine koymamda yol gösterici olmuştur.
Son olarak, unutamadığınız bir anınız var mı? Bu bir kupa, madalya veya yarıştan ziyade bir saha dışı anısı, soyunma odası konuşması da olabilir tabii…
Çok yeni bir anımı paylaşabilirim sizinle, yeni fakat hiç unutmayacağım bir anı… Koronavirüsü sebebiyle bildiğiniz gibi evde çalışmak durumundayım. O dönemde eve birçok egzersiz aleti getirdim. Onları koymak için salondaki kızımın oyun köşesinden başka yerimiz yoktu. Zorda olsa kendisine durumu açıklamaya çalıştım ve izin istedim. Neredeyse dört yaşında olan kızım hiç problem değil baba tabii ki koyabilirsin dedi.
Uygulamada 3M+ kullanıcı'a katılın
En son haberler, sonuçlar ve canlı spor yayınları ile güncel kalın
İndir
Benzer Konular
Bu yazıyı paylaş
Reklam
Reklam