Eğitim şart!

Atletizme 9 yaşında başlayan ve geçen ay kadınlar 400 metreyi 52.99 saniyede koşarak, bu dalı 53 saniyenin altına indiren ilk Türk kadın sporcu olan Saka, diğer sporcular arasında eğitimiyle de dikkati çekiyor. Liseden sonra sporcu bursuyla ABD'deki Nebraska Üniversitesi'nde uluslararası işletme ve yöneticilik eğitimi alan milli atlet, sporla birlikte yürüttüğü eğitim hayatını anlattı.

Lisede okurken, “Ben dünya rekoru kıracağım, hiçbir yere gitmeyeyim, antrenörümün dizinin dibinde oturayım” tarzında düşüncelerinin olduğunu, ancak bir buçuk yıl süren sakatlığı döneminde, yanında antrenöründen başka hiç kimsenin kalmadığını gören Saka, bu dönemi, “Dedim ki, nankör sporla olacak bir şey değil bu. Riski sadece bir yöne aktarmamak lazım, ikiye bölelim, iyi de bir eğitim alayım” sözleriyle anlattı.

Şu an istediği dereceyi yapamadığı zaman mutsuzluktan ölmeyeceğini, düşünecek bir de okulu olduğunu belirten Saka, ABD'deki dört yıllık lisans eğitimi boyunca atletizme devam ettiğini söyledi.

Antrenmanlarını, antrenörü Öznur Dursun'un programıyla ABD'deki hocalarla sürdürdüğünü ifade eden Pınar Saka, “Ders müfredatım Türkiye'dekilerden daha yoğundu, devam zorunluluğu vardı. Fakat sporla birlikte o kadar organize bir okuldu ki disiplinden çıkmak mümkün değildi. Derslere çok yönelince, başarı gelmez derler. Oysa ben ilk rekorumu, ABD'de okurken kırdım” diye konuştu.

Okulu bittikten sonra Boğaziçi Üniversitesi'nde yüksek lisans yapmaya başladığını anlatan Saka, ikinci dönem de değişim programıyla Duke Üniversitesi'ne kabul edildiğini, eğitiminin geri kalan bölümüne burada devam edeceğini bildirdi.

Kuzey Carolina'daki Duke Üniversitesi'ni, iyi eğitiminin yanı sıra ABD'deki antrenman imkanının ve atletizm salonlarının çokluğu nedeniyle seçtiğini belirten rekortmen atlet, okul bittikten sonra doktora yapmayı düşünmediğini, iş hayatına atılmak istediğini dile getirdi.

Pınar Saka, sporun yaşamındaki önemine işaret ederek, “Sporsuz nasıl yaşanır bilmiyorum. Hayatım boyunca iki şeyi aynı anda yürütmeye alıştım, üstelik sosyal hayatımdan da hiç kopmadım” dedi.

“Ben hayatım boyunca okul ve sporun bir arada yürümediğini görmedim. Aksine, daha disipline bir hayatım var” ifadeleri kullanan Saka, sözlerini şöyle sürdürdü: “Notlarım hiçbir zaman düşmedi, hiçbir zaman zayıfım gelmedi. Etrafımda spor yapmayıp da okulda zayıf getiren daha fazla insan gördüm. Bence daha fazla disipline ettiği için ikisini bir arada yürütmek daha iyi oluyor. Gün içinde sıkılacak vaktim olmuyor ve zamanım daha değerli. İkisinin kesinlikle birlikte gitmesi gerektiğini düşünüyorum.”

Ailesinden gördüğü desteğe de değinen milli sporcu, “25 yaşıma gelmeme karşın hala anne ve babam birçok işime koşturuyor, onlara çok şey borçluyum” diye konuştu.

Fransa'nın başkenti Paris'te geçen hafta katıldığı 31. Avrupa Salon Atletizm Şampiyonası'nda (Paris-2011) kadınlar 400 metrede yarı final koşan Pınar Saka, “Sömestr tatilinde antrenman yapmaya gittiğim ABD'de geçen ay kırdığım rekor, bu şampiyonaya yansımadı. Çünkü bu tarz yarışlar, derece koşulacak veya rekor kırılacak yarışlar değil. Daha çok taktik üzerineydi” dedi.