De Ronde: İki Başlı Dev

Dünya gündemine hükümet kuramamasıyla damga vuran; barındırdığı zıtlıklarla siyasi mizaha büyük malzeme veren Belçika'daki Flaman-Valon ayrılığı tartışmalarda hep ön saflarda yerini alır. Kısaca hatırlatmak gerekirse, 1945'e kadar sanayi altyapısını kömür madenleri aracılığıyla elinde bulunduran, Fransızca konuşan Valonlar’dı. Onların itip kaktığı Flamanlar ise , dönem değişip ekonomideki üstünlüğü ellerine geçirince ipler gerildi. Mark Twain tarafından “bir dil değil, boğaz hastalığı” olarak tabir edilen Felemenkçe’ye sahip bu halkın eski efendileriyle olan rekabeti kendine bisiklette de yer bulmuş durumda.

Valonlar “Ardennes klasikleri” adı verilen, La Fleche Wallonne ve Liege-Bastogne-Liege’i düzenlerlerken Flamanlar, Mart-Nisan aylarında koşulan ve “Bahar Klasikleri” adını verdiğimiz prestijli yarışlardan Gent-Wevelgem, Dwaars Door Vlaanderen ve en önemlisi Ronde Van Vlaanderen’e ev sahipliği yaparlar. Hatta Ronde Van Vlaanderen, L-B-L’e rakip olarak ortaya çıktı demek de yanlış olmaz. Yarış bu tarihsel ve coğrafi bağlamın ortasında kendisine önemli bir yer buluyor. Flamanlar'ın resmi olmamakla birlikte "ulusal bayram" olarak kabul ettikleri De Ronde’yle ilgili anlatılan onca rivayetten biri de kazanan kişinin hayatı boyunca Belçika barlarında biraya para vermeyeceği. Belçika televizyonunda yarış çevresinde yaşayan insanların hikayelerini anlatan “De Ronde” isimli 12 bölümlük bir dizinin yapıldığını söylersek ilgilerinin boyutlarını daha iyi anlatmış oluruz, sanırım.

Spartaküs mü Tornado Tom mu?
Ronde Van Vlaanderen öncesi katılan isimleri incelediğimizde, iki ismin diğerlerine kıyasla öne çıktığı görülüyor. Tom Boonen ve Fabian Cancellera.

Yarışın önemine ve yerine binaen, bir Flaman olan Tom Boonen’den başlayalım. Bütün anketlerde en sevilen Belçikalı sporcu seçilen Boonen, “milli kahraman” statüsüne ulaşmış durumda. Eski bir bisikletçi olan, yazar Graham Jones’un ifadesiyle; Belçikalılar II. Dünya Savaşı’ndan bu yana her on yılda büyük bir şampiyon çıkarırlar. 40’larda Brik Schoette’yi, 50’lerde Rik Van Steenbergen’i, 1960’larda Rik Van Looy’u, 70’lerde tarihin en büyük bisikletçisi olarak kabul gören Eddy “Yamyam” Merckx’i, 80’lerde Freddy Maertens’i ve son olarak 90’larda Johan Museeuw’ü piyasaya süren Belçika bisiklet geleneğinin 2000’lerdeki süperstarı, Boonen. 30 yaşındaki “Tommeke” US Postal takımıyla ilk çıkışını yapmasına rağmen, 2003’te “milli takım” muamelesi gören Quick Step’e transfer oldu. Takım menajeri Patrick Lefevere’in kanatları altında 3 Paris-Roubaix, 2 Ronde Van Vlaanderen ve birçok büyük zafer kazanmayı başardı. Bu prestijli yarışlardan herhangi birini kazanan bir bisikletçinin ömür boyu “büyük şampiyon” muamelesi gördüğünü düşünürsek, Tom Boonen’in sınırsız yeteneklerinin ve muhteşem kariyerinin daha da fazla farkına varırız.

Bütün bu başarılarına rağmen, ya da bu yüzden, Boonen’in ismi son yıllarda belalarla anıldı. 2008 yılında kokain kullandığı gerekçesiyle adı skandallara karışan, arabalara ve hıza olan merakı yüzünden sık sık ehliyetini kaybeden ve bir kez de ciddi bir kaza yapan Tommeke’nin son dönemlerde daha dikkatli olduğu ve aklını tekrar işine verdiği konuşuluyor. Geçen hafta T. Farrar ve A. Greipel gibi isimleri geride bıraktığı Gent-Wevelgem bunun en büyük kanıtı. Ne olursa olsun, Tom Boonen geçen sene Cancellera karşısında yaşadığı hüsranın intikamını almaya çalışacaktır.

Öte yanda ise son dönemde taraflı, tarafsız herkesin hayranlığını kazanmış Fabian Cancellera var. Büyük Turlar’ın zamana karşı etaplarında kurduğu dominasyonla ilk başlarda adını duyuran “Spartaküs” lakaplı İsviçreli, 2008 Pekin Olimpiyatı’ndan bu yana olan süreçte krallığını ilan etmiş durumda. Pekin’de zamana karşıda altını kapan Cancellera, Dünya Yol Bisikleti Şampiyonası’nda 4 kere bu dalda zafere ulaştı. Formunu zirveye çıkardığı geçen sezon bir ay içinde düzenlenen E3 Prij Vlaanderen, De Ronde ve Paris Roubaix’yi kazanarak adını bisiklet tarihine yazdırdı. Spartaküs'ün amacı bu sene tekrar P-R /De Ronde dublesi yaparak iki sene üst üste bunu yapan tarihteki ilk isim olmak.

Medyaya verdiği enteresan demeçlerle de tanınan Cancellera, Cycle Sport dergisiyle yaptığı bir söyleşide ““Ronde’de veya Paris-Roubaix’de, 50 kilometre kala atak yapmaya başladığım zaman, diğerlerine ikincilik için yarıştıklarını göstermek isterim” demişti. Bugüne kadar kazandığı yarışları tekrar kazanmaktansa, yeni yarışlara yelken açmak istediğini sürekli belirten Cancellara’nın Pazar günü yine atak yapacağı ve kazanmak isteyeceği çok açık. Özellikle geçen sene Kapelmuur tepesi geçilirken en yakınındaki Tom Boonen'e nasıl fark ettiğini hatırlayanlar buna onay verecektir.

Boonen ve Cancellera'nın yanında bir diğer büyük klasikçi Philippe Gilbert (Omega-Pharma Lotto) BMC'nin tecrübeli ama "şanssız" ismi George Hincapie, geçen sene Quick Step'den Vacansoleil'e transfer olan, kariyerinde iki Ronde Van Vlaanderen'de birinciliği olan Stijn Devolder de iddialı isimlerden olacak.

Parkur raporu
De Ronde’nin en önemli özelliklerinden biri de, arnavut kaldırımlarından oluşan zorlu yolları. Belçika, genel itibariyle düz bir memleket olmasına rağmen 16-17 tepenin geçildiği De Ronde, özellikle yağmurun da etkisiyle bisikletçiler için işkence haline gelebiliyor. Seyirlik açıdan önemli tırmanışlardan biri Koppenberg tepesi. Yarışın ortalarında geçilmesine rağmen, %22’ye varan maksimum eğimiyle ve uzunluğuyla dikkat çeken Koppenberg’de her sene birçok isim kesilir ve tepenin devamını bisikletleri ellerinde çıkmak zorunda kalırlar. Bitiş çizgisine yakın geçilen Kapelmuur (Te Muur) tırmanışı ise %19’a varan eğimiyle belirleyici nitelik taşıyor.

De Ronde’yi çekici kılan en önemli kısımlardan biri ise Flaman izleyeciler. Yarışın başından sonuna kenarda ellerinde Flaman bayraklarıyla bekleyen ve özellikle bitiş çizgisini bayram yerine çeviren seyircilerin sayısının 1 milyonu bulması bekleniyor.

Ronde Van Vlaanderen, Pazar günü 13.30’dan itibaren Eurosport ekranlarından canlı olarak yayınlanacak.