Popüler Sporlar
TÜM SPORLAR
Tümünü göster

Lewis Hamilton: “George Floyd’u görmek içimdeki bastırılmış duyguları dışavurdu”

Eurosport Türkiye

Yayınlandı 21/11/2020 - 19:16 GMT+3

Hamilton, yedinci dünya şampiyonluğuyla Michael Schumacher’in rekorunu egale etti. Birçokları onun gelmiş geçmiş en iyi pilot olduğunu düşünüyor. Ve bu yıl, ırkçılığa karşı mücadeleye her zamankinden daha fazla öncülük ediyor.

Lewis Hamilton - Mercedes

Görsel kaynağı: Getty Images

Bu röportaj The Guardian'da yayımlanmış ve Kerim Kılıç tarafından çevirilmiştir.
2019’un sonunda Lewis Hamilton, Formula 1’e dair bir şeyin farkına vardı. “Tüm takımların yer aldığı fotoğraflara bakıyordum. Pistte veya garajın önünde çekilenlerden bahsediyorum. Bütün takımların fotoğraflarına baktığımda şunu fark ettim: ‘Bu takımların hiçbirinde siyahi bir çalışan yok’.”
Hamilton, bu spordaki varlığının ve olağanüstü başarısının bir değişimi tetikleyebileceğini geçmişte daima düşündüğünü söylüyor. Bir nebze masumane olmakla birlikte, artık devam etmekte olan kariyerinin dünyanın en başarılı yarış pilotu olarak başkaları için "kapıları açmaya" yeteceğini düşündüğü gerçeğini kabul ediyor. Bunca yıldan sonra, birtakım şeylerin hâlâ aynı durumda olması, onun bu konuyu yeniden düşünmesini sağladı.
Ve işleri yoluna koymaya çalışırken hastalıklı bir hâle gelen ırksal nefret dünyanın yüzüne bir tokat gibi çarptı. 25 Mayıs günü, 46 yaşındaki beş çocuk babası Afrikalı-Amerikalı George Floyd, bir tutuklama esnasında Derek Chauvin adında beyaz bir polis memurunun dakikalarca boğazına diziyle bastırması sonucu öldürüldü.
35 yaşındaki Hamilton ise, kısa süre içinde tüm dünyanın gördüğü o videonun ardından travma yaşamaya devam ediyor. Bunu, onun sesinde duyabilirsiniz: “George’un öldürüldüğü videoyu sekiz buçuk dakika boyunca izlemek, pek çok insanda olduğu gibi, bende de zamanla içimde fark etmeden bastırdığım birçok duygunun ortaya çıkmasını sağladı.”
Ve yapması gereken şey zihninde açıklığa kavuşmuş oldu.
“Rekabet etmek ve dünya şampiyonlukları kazanmak elbette harika şeyler ancak bunlar ne anlama geliyor ki? Değişim için harekete geçmediğin sürece hiçbir anlamı yok. Bu süre zarfında sessiz kalamazdım. Platformumu kullanmak zorunda olduğuma karar verdim.” Hem gençken hem de profesyonel sporculuk kariyerinde katlanmak zorunda kaldığı şeyleri anımsayan Hamilton, “Dışarıda çaba sarf eden, benim yaşadıklarımı, hatta daha da kötülerini yaşamak ve deneyimlemek zorunda kalan o kadar çok insan var ki…” diyor.
Hamilton, şu anda Formula 1’in en başarılı sporcusu. Bu hafta sonu, Türkiye Grand Prix’sini kazanarak Michael Schumacher’in yedi dünya şampiyonluğu rekorunu egale etti. Ancak tarihteki herkesten daha fazla yarış kazanması veya daha fazla pole pozisyonu almış olmasının yanı sıra herkesten daha fazla puan topladı ve herkesten daha fazla ilk üçün içinde yerini aldı. Rakipleri için korkutucu olacak biçimde, üç yıl daha devam edebileceğini söylüyor.
Lewis Hamilton
Üstelik, siyahi çocuklar başta olmak üzere tüm çocukların ancak kendilerini bir işe adamaları ve o yolda sonuna kadar giderek başarılı olabileceklerini göstermek için okullara gönderilen, ülkenin en etkili Afrikalı, Afrikalı-Karayipli ve Afrikalı-Amerikalı kişilerinin yer aldığı Powerlist’te bu yıl birinci sıradaydı. Hamilton, bahsi geçen listenin 14 yıllık tarihinde ilk sırada yer alan ilk sporcu. Bu ödülün muazzam bir an olduğundan bahsediyor. “Stevenage’da çocukluğumu geçirirken oradaki siyahi topluluk çok küçük bir azınlıktı. O siyahi topluluk içinde kabul görmek… Bununla çok gurur duyuyorum.” Onu oybirliğiyle birinci seçen jüri üyeleri, yalnızca olağanüstü bir kariyeri göz önüne almadılar. Aynı zamanda, onun değişime olan bağlılığını da göz önünde bulundurdular.
Onun duruşu, 15 yıl önceki seleflerinin çoğunun herhangi bir şekilde ağızlarına almayacakları konulardan oluşuyor. Günümüzde birçok siyahi sporcunun birtakım sorunlarda kendi ünlerini kullanmalarının bir simgesine hâline gelmiş durumda. Birkaç istisna dışında, 1980’li yılların sonlarından 2000’lere kadar siyahi sporcuların -belki kârlı sponsorluk anlaşmaları konusunda temkinli davranmaları, belki içinde bulundukları dönemin havası ve hatta belki de bu tarz konulara ilgi duymamaları yüzünden- odaklandıkları tek konu, para kazanmak ve sessiz kalmaktı. Ancak bugünlerde bir şeyler söylemiyorsanız hâlihazırda devam eden sorunun bir parçası olarak görülüyorsunuz.
“Irkçı olmamak yeterli değil.” diyor Hamilton. “Irkçılık karşıtı olmalısınız. Irkçılığa karşı tavır almalı ve bu hareketleri desteklemelisiniz.” Raheem Sterling ve LeBron James gibi kendi sporlarının zirve noktasındaki yıldızlarla benzerlikleri ortada. Hamilton gibi onlar da yaptıkları sporun zirvesindeler ve karşılaşacakları riskin büyüklüğü ne olursa olsun açıkça konuşma konusunda kararlılar.
Ancak Sterling veya James’i Hamilton’dan ayıran şey, yaptıkları sporda yalnız başlarına kalmamaları. Onları hem siyahlardan hem de beyazlardan destekleyen ve kamuoyunca iyi bilinen birçok sporcu var. Hamilton’ın hatırlatmak istediği bir şey var: “NBA’e bakın. Harika işler yapıyorlar. İnsanların yaptıklarına çok şaşırdım ve onlardan etkilendim. Futbol organizasyonları keza aynı şekilde…” Ancak kendisi, içinde bulunduğu organizasyonda öyle bir konfor alanına sahip olamadı.
Formula 1’in temelleri 1950’de atıldı. O günden bu yana yaklaşık 750 genç sporcu piste çıktı. Hamilton ise onların arasında Afrikalı-Karayipli kimliğe sahip tek isim.
Hamilton, elinde bulundurduğu bu platformu, podyumun ikinci ve üçüncü sırasındaki pilotların kafalarından aşağı şampanya dökmenin dışında bir şey için kullanmaya başladığından beri, bir kasırga etkisi yarattı.
Her yarıştan önce grid’in diğer isimlerini diz çökme konusunda yüreklendirdi, takımını aracın rengini gümüşten siyaha dönüştürmeleri için ikna etti ve bu sporun istihdam kanallarının tümünde daha çeşitli olunmasına öncülük etmek için bir komisyon kurdu. Ve bütün bunları ‘Black Lives Matter’ hareketinin bir parçası olarak tişört giyip maske takarken hayata geçirdi.
Hamilton’ın duruşunun bir parçası olduğunuzda fark edeceksiniz ki tartışmaya açık bir konu hakkında ne düşündüğünüzü açıkça söylemeniz kolay bir şey değil. Bunu kendisi de kabul ediyor: “Ben beyazların baskın olduğu bir sporun içindeyim ve bildiğiniz gibi, böyle bir ortamda olaylara nasıl yaklaştığınıza, ne söylediğinize çok ama çok dikkat etmelisiniz. Çünkü insanlar, çoğu zaman sizin söylediklerinizi size karşı kullanıyorlar.”
Peki sporu böylesine, çok hızlı bir şekilde değişmeye nasıl ikna etti? Mesela her yarış öncesi diz çökmeye? “Elbette diz çökmeyen bazı sporcular var ama yine de takım arkadaşlarının yanında durmaya devam ediyorlar.”
“Beraber çalıştığım bazı sürücüler var, onlar da bu işin başlarında diz çöktüler. Ancak daha sonrasında alaycı ve sorgulayıcı bakışlarla ‘Bunu ne kadar süre daha yapmamız gerekiyor’ gibi bir tavır takındılar. Bu aslında onlar için ilginç bir soru. Çünkü açıkça görünüyor ki anlatmak istediğim şeyin anlaşılmadığını gösteriyor.”
Öyleyse cevap ne? “Aslında bu platformdan yararlanmak ve bu mesajı vermeye devam etmek sembolik bir anlam taşıyor. Ve bunu yapmaya devam etmemiz, farkındalığı sürdürme noktasında oldukça önemli. Çünkü aksi takdirde, bu farkındalık çabası sessizce etkisini yitirip bizi eskiden içinde bulunduğumuz koşullara götürebilir. Bu yüzden bir süredir o bahsettiğim değişimi göremiyorum.”
Mercedes, 1954’ten beri Formula 1’in bir parçası. Ne zaman yarışsalar araçlarının rengi, takıma ‘Gümüş Oklar’ takma adını da veren gümüş renkte oluyordu. Ancak bu sezonun başında Mercedes bir açıklama yayımladı: “Takımımızın ırksal çeşitlilik konusunda atacağı adımların teminatı ve aynı zamanda ırkçılığın ve her türlü ayrımcılığının karşısında olduğumuzun açık bir beyanı olarak tamamı siyah renkte araçlarla yarışmaya karar vermiş bulunuyoruz.”
Hamilton, gururlu bir şekilde “Mercedes’in gümüş renkten vazgeçmesi çok büyük bir olay.” diyor. “Bu konuyu arka planda çok konuştuk. Takımdakilerle bir diyaloğun içindeydik. Onlara bunun önemini anlattım ve bu biraz zaman aldı.”
“Ama yine de takımım bu konuda kendini sorumlu hissettiği ve ‘Aslında yeterince bir şey yapmadık. Daha fazlasını yapabiliriz’ dediği için gururluyum.”
“Bu yüzden her hafta insan kaynakları departmanındaki çalışanlarla, bu konudaki anlayışlı olma çabalarını ve aynı zamanda iyileştirmeye çalıştıkları işe alım süreçlerini konuşuyoruz. Biliyorsun işte, bu süreç beni çok gururlandırıyor ve bu sayede pistte onlar için mücadele etme konusunda her zamankinden daha istekli oluyorum.”
Lewis Hamilton
Anlattıkları, bana Hamilton’ı son kez gördüğüm günü hatırlattı. Henüz 12 yaşındaydı. Kent’teki Buckmore Parkı’ndaki karting yarışlarındaydım ve o, 16 yaş altı için düzenlenen 1997 Super One British Junior Yamaha Şampiyonası’nın finalinde yarışıyordu. Oradaki birine bu genç sürücüyü nerede bulabilirim, diye sorduğumda “Çok kolay. Lewis Hamilton, buradaki tek siyahi çocuk. Herkesten üç tur önde oluyor hep.” yanıtını almıştım.
Yıllar önce konuştuğumuzda düşüncelerini kolaylıkla ifade edebilen, bu iyi huylu çocuğun günün birinde özel biri olacağını fark etmiştim. Olağanüstü başarısı elbette kutlanması ve tebrik edilmesi gereken bir şey. Ancak o, Formula 1’deki “tek siyahi çocuk” deneyiminin bir başkası için tekerrür etmemesi konusunda kararlı gözüküyor. Muhtemelen Hamilton’ın bu süreçte en önemli girişimi Hamilton Komisyonu oldu. Bu konunun bahsi açılınca neşeleniyor.
“Birçok insan sadece yarışçılar hakkında konuştuğumu düşünüyor ancak bu sektörde, içinde bulunduğumuz organizasyonda pazarlama, mühendislik, muhasebe ve yiyecek-içecek servisi gibi birçok iş imkânı var.”
“İşte tam da bu sebeple Kraliyet Mühendislik Akademisi’yle işbirliği içinde olmaktan çok gurur duyuyorum. Bu komisyon, motorsporlarının bilim, teknoloji, mühendislik ve matematik departmanlarına girmeye çalışan siyahların önlerine çıkan engelleri tespit etmeye çalışan bir araştırma projesi. Tüm bu farklı, oldukça önemli ve profesyonel insanlara ulaştım. Her biri, kendi alanlarındaki uzmanlıklarına göre seçildi. Ve gerçekten ama gerçekten hissediyorum ki araştırmamızı olabildiğince geliştirecek durumdayız. Bu araştırma bulgularını alıp fırsat yaratmak için sektöre uygulayabileceğimiz gerçek ve somut sonuçlar elde edebilmek istiyoruz.”
“Bundan 10 yıl sonra geriye dönüp bakmak ve bahsettiğim o gerçek değişimi görmek istiyorum. Evet, Black Lives Matter sloganı çok özel bir yerde. Önümüzde bir mikrofon var ve insanlara sesimizi ulaştırabiliyoruz. Ancak değişimi harekete geçirebilmemiz için çok çalışmalıyız.”
10 yıl sonra, Hamilton artık emekli olmuş olacak. Ancak konu ırksal eşitsizlik olduğunda Formula 1’in kurumsal hâle gelmiş eylemsizliğini bertaraf etme hedefinden vazgeçmeye niyeti yok.
“Bu adamlarla arka planda çalışmalarım devam edecek. Beni pistte görmeyeceksiniz, hatta hemen hemen hiç göremeyeceksiniz. Ancak Liberty Media ve Formula 1’le doğru yönde ilerlemelerine ve spora izleyici kazandırmalarına etmelerine yardımcı olmak için bugünlerde daha uzun vadeli görüşmeler içindeyim. Bu muhtemelen benim ikinci işim gibi olacak. Dürüst olmak gerekirse bu konuda daha heyecanlı olamazdım.”
“Bir yandan, zamanın hızlı akmasını hiç ama hiç istemiyorum. Bir yandan da hayatımın yeni sayfasını çevirmek için sabırsızlanıyorum. Bu benim için yeni bir meydan okuma olacak ama zaten hayat da böyle değil mi?”
Uygulamada 3M+ kullanıcı'a katılın
En son haberler, sonuçlar ve canlı spor yayınları ile güncel kalın
İndir
Bu yazıyı paylaş
Reklam
Reklam