Şampiyonlar Ligi - Dahi sarışın: Jürgen Klopp

Alman futbolunun son dönemdeki en renkli kişiliği hiç şüphesiz ki Jürgen Klopp. 2008 yılında başına geçtiği ve büyük bir ekonomik sıkıntıda bulunan Borussia Dortmund’u akılcı hamlelerle tekrardan eski günlerine kavuşturan Jürgen Klopp, mütevazi transferlerle yaptığı bu büyük işler sonunda herkesin saygısını hak ederek kazandı.

Son dönemde yaptığı sivri ve alaycı açıklamalarla futbolun şov dünyasına biraz merak salsa da onu futbolla değerlendirmek daha yerinde olur. Bu sezon Şampiyonlar Ligi’ndeki grup maçlarından sonra sırasıyla Lucescu ve Pellegrini gibi iki büyük usta karşısında yaşadığı zaferleri görmezden gelmek imkansız. Ayrıca yarı finaldeki rakibi Mourinho’ya gruptaki iki maçta da hem oyun, hem de skor olarak yenilmediğini hatırlatmakta fayda var. Büyük paralar harcamayı alışkanlık edinen takımlar varken onun transfer anlayışı da takdir edilmesi gereken başka bir unsur. Örneğin, Nuri Şahin’in ayrılmasının ardından İlkay Gündoğan’ı transfer etmesiyle hem Dortmund orta sahada bir eksiklik yaşamadı, hem de Almanya milli takımı çok değerli bir orta saha oyuncusuna kavuşmuş oldu.

Saha içinde genelde başarılı tarafta olan Klopp’un yakın dönemde yaptığı en büyük hata belki de ilk yarıdaki Schalke maçına 3’lü defansla çıkıp iç sahadaki galibiyet serisini ezeli rakiplerinin bitirmesine izin vermesiydi. Hiç olmadığı kadar eleştirilerin odağında kalan genç teknik adam, Şampiyonlar Ligi’ndeki üstün performansıyla bu eleştirileri hakkıyla geri çevirmeyi bildi.

Saha dışında ise sivri açıklamaların dışındaki Jürgen Klopp aslında söylediklerine mutlaka kulak verilmesi gereken bir futbol adamı. Verdiği bir röportajda Almanya’da yılın teknik direktörü seçilmesiyle ilgili olarak; “Yılın menajeri seçildim fakat Christian Streich Freiburg’da inanılmaz işler yapıyor” demesi onun bu işteki mütevaziliğinin sadece transfere harcanan paralarda olmadığının göstergesi. Ayrıca kendisine en iyi futbolcu sorulduğunda; “En iyinin kim olduğuyla ilgilenmiyorum… Swansea’deki Michu’yu izlemekten keyif alıyorum” demesi de futbola bakış açısının ne kadar geniş ve dikkate alınmaya değer olduğunun bir ispatı.

Bu akşam teknik direktörlük kariyerinin en önemli sınavında Real Madrid’le karşılaşacak Jürgen Klopp’un birkaç gündür uğraştığı tek şey rakibin oyun planını bozmak değil; iki gün önce belli olan Mario Götze transferinin etkisinden de çıkabilmek. Geçen sene Marco Reus transferinde Mönchengladbach’a yaptıklarının bu sezon Bayern tarafından kendi başlarına geleceğini hiç düşünmüş müdür bilinmez; ancak onun transfer başarıları göz önünde bulundurulunca bunun da bir şekilde altında kalkabileceğini söylemek mümkün. Ne de olsa karşımızda futbolun yeni dahilerinden birisi olan Jürgen Klopp var.