Karatede son durak: Olimpiyatlar

Karate, 2020 Tokyo Olimpiyatları’yla birlikte olimpik spor oluyor. Olimpiyatlarda yarışacak sporcuların belirlenmesinde kota doldurması sebebiyle önemli olan Karate 1 A Serisi’nin İstanbul ayağında erkekler ferdi kata dalında bronz madalya kazanan Ali Sofuoğlu ve kumite erkekler 84 kiloda gümüş madalya sahibi Uğur Aktaş’la milli takım kampında konuşma şansı bulduk.

Ali Sofuoğlu, Büyükler Dünya Karate Şampiyonası tarihinde ferdi kata dalında Türkiye’nin kazandığı ilk madalyanın sahibi. 23 yaşındaki Sofuoğlu karateye başlamasında, onu bireysel sporlara yönlendiren ilkokul rehberlik hocasının ve kuzeni Metin Sofuoğlu’nun önemli rol oynadığını belirtiyor. "Ben futbol oynayamazdım." diyor Sofuoğlu, “Ben iyi oynarken takımın yenilmesini kaldıramazdım. Yenilgiyi kolay hazmedemiyorum."

Türkiye karatesinde katanın yerinin, federasyon başkanı Esat Delihasan’ın göreve gelmesiyle değişmeye başladığını söyleyen Sofuoğlu; "Benden önceki jenerasyonda Metin Sofuoğlu, Orçun Duman, Arslan Çalışkan; bayanlarda da Kübra (Sofuoğlu) hocamız var. Benim başta sayılmamın sebebi ilk birinciliği almış olmam, ama benden önce alınmış çok değerli dereceler var." ifadelerini kullandı.

Takım kata müsabakalarında yapılması gereken bunkai (çizilen katanın yorumlanması) kısmında aksiyon filmlerinden esinlendiklerini söyleyen Sofuoğlu, "Ben mesela şu an bunkaide karşı tarafı etkisiz hale getirme kısmındayım. Sadece dövüşmeyi düşünüyorum. Böyle yapıldığı zaman bir koreografiyi sadece tiyatro gibi göstermekten daha iyi bir iş ortaya çıkarıyoruz. Diğer katacılar da bu şekilde yapıyorlar." diye devam etti.

Kata antrenmanları için gereken yüksek konsantrasyondan bahseden milli sporcu "Dikkat toplama süreci kişiden kişiye değişiyor. Kimisi rap müzikle motive oluyor, kimisi Mehter Marşı dinliyor. Ben, Son Samuray’ın film müziklerini dinliyorum. Film izlerken hissettiğim anı yaptığım işime taşımak istiyorum." diye konuştu.

Karate 1 A Serisi hakkında konuşan Sofuoğlu, “Serie A’larda uzun bir aradan sonra derece yaptım. Benim için güzel oldu. Zor bir gruptan çıktım. Derecemden mutluyum. Performansımı arttırdım, bir aylık arada bu formumu korumak istiyorum." dedi.

Sofuoğlu, olimpiyatlara giden süreçteki turnuvalarla ilgili de açıklama yaptı: “Hâliyle bu turnuvalara daha motive oluyoruz, daha çok hazırlanıyoruz. Olimpiyat kotasını doldurmayan diğer bazı turnuvalara ise katılmıyoruz. Şu anda olimpiyatlara gitmek için gözümüzü karartmış durumdayız."

23 yaşındaki Uğur Aktaş; 2017 yılında erkekler kumite 84 kiloda Avrupa şampiyonu oldu, aynı yıl lisans eğitimini elektrik-elektronik mühendisliği üzerine tamamladı. Karatenin yanında başka bir mesleğinin de olmasını isteyen milli sporcu, "Zor bir süreç oldu. Bir kamptan gelip başka bir kampa gidiyordum. Kamp aralarında, antrenman aralarında sürekli ders çalışmam gerekiyordu. 2017’de Avrupa şampiyonu oldum, sonrasında eve gelip üç hafta final sınavlarına çalıştım. Finaller bittiğinde Avrupa Şampiyonası'ndan eser kalmamıştı." diyor.

Küçük yaşlarda kendine zarar verir derecede hiperaktif olduğunu söyleyen Uğur Aktaş, 10 yaşında başladığı karateye bağlılığının 14 yaşında Türkiye şampiyonu olması ve 15 yaşında milli takıma seçilmesiyle pekiştiğini ifade ediyor. 16 yaşında gençlerde Avrupa şampiyonluğunu ve 19 yaşında büyüklerde Avrupa üçüncülüğünü kariyerinde atladığı seviyeler olarak nitelendiren Aktaş, 2016 yılında büyüklerde kazandığı ilk Avrupa şampiyonluğundaki final maçını da unutamadığı müsabakalar arasına ekliyor.

Kariyerinin bazı noktalarında fazla temas problemi yaşayan Aktaş, "Aslında bu problemi hâlâ tam olarak aşabilmiş değilim." diyor, "Müsabakalarda olaylar saliselik oluyor. Her ne kadar antrenmanlarda buna dikkat etsem de yarışmalarda her şey çok hızlı gelişiyor. Rakibim bir metre önümde sabit dursa ona temas etmem. Ancak ben hareket ederken o da ediyor, bu yüzden bazı durumlarda temas sert oluyor."

Kullandığı UA84 etiketinin başta markalaşma fikriyle ortaya çıkmadığını anlatan milli karateci, "İsmimin baş harfleri ile yarıştığım sıkleti birleştirdim ve bunu bazı yerlerde kullandım. Federasyonumuzun basın sorumlusu Gökhan Taner benim için böyle bir marka fikrinin iyi olabileceğini söyledi ve zamanla böyle bir şekle oturdu. İlerleyen zamanlarda markalaşma fikri de tabii ki neden olmasın? Umarım olimpiyatlara gidebiliriz ve orada böyle bir fırsat doğar." diye devam etti.

Senesinin genel olarak güzel geçtiğini söyleyen Aktaş, Karate 1 A Serisi hakkında da değerlendirmelerde bulundu: “Fas’taki yarışmadan önce dizimde bir sakatlık yaşadım. İstanbul için az antrenman yapabildim. Final maçına kadar tecrübemle geldiğimi söyleyebilirim. Final maçı öncesi çok dinlenme fırsatım olmayınca İranlı rakibime az farkla yenildim. Tabii ki bunlar bahane değil, sporcunun hedefi her zaman şampiyonluk olmalı.”