Popüler Sporlar
TÜM SPORLAR
Tümünü göster

Su üstünde yürümek... Türkiye'de sutopunun panoraması

Eurosport Türkiye

Güncellendi 05/06/2019 - 16:45 GMT+3

Sutopu Milli Takımlar Başantrenörü Sinan Turunç, ülkemizde ve dünyada sutopunun temel sorunlarına ve oyunun geleceğine ilişkin görüşlerini Eurosport Türkiye ekibinden Mustafa Kavgacı'yla paylaştı.

Sinan Turunç

Görsel kaynağı: Eurosport

Sutopu... Olimpiyat oyunlarına dâhil edilen ilk takım sporu... Kadim bir geçmişe sahip olan bu zorlu spor, ülkemizde zaman zaman sosyal medyanın gazabına uğramasıyla gündeme gelse de kısıtlı imkânlarla mütevazı başarılar da gelmiyor değil.
2005 Üniversiteler Arası Yaz Oyunları’nda kazanılan bronz madalya, ardından gelen dönemi nasıl etkiledi?
Uzun zamandan sonra ilk kıvılcım diyebiliriz. 90’lı yıllarda Akdeniz Oyunları’nda bir üçüncülük var; ondan sonra bir madalya yok. İlk madalya İzmir’de düzenlenen Üniversiteler Arası Yaz Oyunları’nda. Ev sahibiydik ve üçüncü olduk. Kimsenin beklemediği bir şeydi. İzmir’de halkın çok büyük bir desteği vardı. Tribünler doluydu.
TRT bütün sporları veriyordu ancak bizim maçlarımızı programa bile koymamıştı. İlk gün kolay bir takımla oynadık, onu geçtik. Portekiz’di yanılmıyorsam. İspanya’yı yendikten sonra TRT-3 programını revize etti. Sutopu maçlarını canlı yayımlamaya başladı. Hatta alelacele İstanbul’dan maçları yorumlamak için eski bir oyuncu getirildi. Ve sonuna kadar devam etti.
O takım, "olmuş" bir takımdı. 2009’a kadar yepyeni bir süreç başladı. Biz o zaman B kategorisindeydik. 2009’da B kategorisinin şampiyonu olup A kategorisine geçtik. 2010’da ilk kez Avrupa Şampiyonası’na katıldık. 2012'de tekrar katıldık. 2014’te pas geçildi. 2016 ve 2018’de de gidildi.
Son dönemde milli takım kadrosunun gençleştirildiğini görüyoruz. Bunun temelinde ne yatıyor?
2012’de takımda 30'lu yaşlara gelmiş birçok oyuncu vardı. Çoğu okul hayatını bitirip iş hayatına giriş yapmıştı. Her sene yavaş yavaş değişimin devam etmesi ve yeni oyuncuların monte edilmesiyle daha sağlıklı bir gençleştirme yapılacaktı.
Ancak 2011’den itibaren Türkiye’de her sporda olduğu gibi sutopunda da devşirme furyası baş gösterdi. Bu furya iyi yönetilemedi ve bazı kulüpler istedikleri sporcuları özel statüden faydalanarak devşirdi. Oysaki, milli takıma destek olacak pozisyonlara göre bu devşirmeler yapılsaydı hem kulüpler hem de milli takım daha iyi noktalara gelebilirdi. Zaten bu operasyonun ne milli takıma ne de o devşirmeleri yapan kulüplere faydası olmadığı yıllar içinde ortaya çıktı.
2016 Avrupa Şampiyonası’nda kurulan yaşlı kadro ile hem istenilen sonuç alınamadı hem de başarılı jenerasyondan bir-iki oyuncu dışında kimse A takıma taşınamadı. Bu da bizi daha sonraki dönemde takımın aniden gençleştirilmesi gibi bir duruma sürükledi. En başta söylediğim gibi, takımın değişimi bir-iki senede olmamalı, uzun bir projeksiyonda planlanmalı.
2018 Avrupa Şampiyonası sırasında farklı mağlubiyetler sonrasında sosyal medyada çeşitli tepkiler oldu. Çoğunluğu gençlerden oluşan oyuncuları şampiyona sonrasında motive etmekte sorun yaşadınız mı?
Maçlarda etkilenmiyorsunuz ama yaptığınız işten soğutuyor sizi. Çünkü sadece yaptığınız iş kötülenmiyor; küfür, aşağılama, hakaret var. Siz de onları yutuyorsunuz. Sutopu; korakor performans, mücadele sporu olduğu için maç esnasında öyle duygusallığa yer yoktur. Amerikan futbolunda koruma var, buz hokeyinde de var. Sutopunda yok, arenada çarpışıyorsunuz. Kaşın açılır, elmacık kemiğin kırılır, parmağın kırılır. Öyle yerlerde "Moralim bozuldu." gibi şeylere yer yok.
Futbol gibi bir gol atıp tüm maç o skoru korumaya çalışmak gibi bir branş olmadığı için skorlar da bazen çok acımasız olabilir. Sosyal medyada bununla eğlenen kişilerin spor kültürlerinin ne olduğu, zaten yaptıkları yorumlarla apaçık ortada. Ülkenin her tarafının denizlerle çevrili olmasının su sporlarında otomatik olarak bir başarı sebebi olması gibi bir mantık yürüten kişilerle sağlıklı bir tartışma yapmanız pek mümkün değil.
Her sporu kendi içinde değerlendirmek gerekiyor. Takım sporlarında bir genelleme yaparak bakarsak yerden yere vurulan sutopu, üst üste A seviyesi Avrupa Şampiyonasına katılmış ve olimpiyat elemesi oynamış. 2010-2018 arası beş Avrupa Şampiyonası’nın dördüne katılma hakkı kazanıldı. Daha önce benzeri olmayan bir performans bu. Ama bunları düşünmek yerine, yüzme ve sutopunda kötü bir sonucun ardından hemen "Havuzda boğulduk!" başlıkları atılır.
Avrupa'nın önde gelen ilk altı ülkesiyle aramızda seviye olarak neden bu kadar fark var?
Ufak yaşlardan itibaren benzer tempolarda antrenman yapılıyor. Yaş 16’ya geldikten sonra tempo artıyor. Antrenman sayısı ve süresi artıyor. Oynanan ligin kalitesi artıyor. 17-18 yaşında onlar senede 50 tane kaliteli maç yapıyorsa siz 20 tane yapıyorsunuz; 10 senede 300 maç farkınız oluyor. A takımda oynayan oyuncu haftada 10 antrenman yapıyor, siz beş antrenman yapıyorsunuz; senede 200, beş senede 1000 antrenman fark ediyor. Makas o yüzden kopuyor. Kim ne kadar çok çalışırsa o kadar ileri gidiyor.
Sinan Turunç
Sutopuna dünyada ne denli ilgi var?
Yurt dışında da ilgi çok yüksek değil. Uluslararası Yüzme Federasyonu (FINA) ve Ayrupa Yüzme Birliği (LEN) son dönemde kural ve organizasyon değişiklikleri yapıyor. Bu işin ilerlemesi için promosyon ve gösteri kısmına daha çok önem verilmesi gerektiğini sonunda anladılar.
Bunun yanı sıra herhangi birinin televizyonda bir maça denk geldiğinde aşağı yukarı durumu anlayacağı şekilde basitleştirilmesi gerekiyor oyunun. Çok fazla komplike kural var. O kadar detay olduğunda tabii ilgi azalıyor. Ne kadar anlaşılır olursa o kadar ilgi artar.
Sutopu, olimpiyatlara dâhil edilen ilk takım sporu? Zaman içerisinde neden geride kaldı?
FINA ve LEN’in uygulamalarının sonucu... Başka sporlar "Bunu böyle yapmayıp nasıl daha ileri taşırız?" diye düşünürken, FINA ve LEN’deki insanların başına buyruk yönetim şekilleri bugünkü duruma neden oldu.
Bu sporun tabana yayılması için neler yapılmalı?
Tabana yayılması için çok daha küçük yaşlara inmemiz ve sporcu seçimlerini yapabilmemiz lazım. Bunun için branşın popülaritesi çok önemli. İnsanların sürekli sutopunu görüyor, duyuyor olması lazım. Biz başka branşların seçmediği sporcuları alıp onlardan üst düzey sporcu yetiştirmeye kalktığımız sürece, hep bir yere kadar ilerleme sansımız olacak.
Hiçbir takımın sosyal medyacısı yok. Artık takipçi sayısı ve izlenme sayıları hem kulüpler hem de federasyon için çok önemli. Sutopunun bilinirliğinin az olması konusunda herkes topu birbirine atsa da, bence sutopunun içindeki herkes bundan sorumlu.
Oyuncuların aslında hem kendi meslekleri var hem de sutopu oynuyorlar. Profesyonelliği cazip hâle getirmek mümkün mü?
Bizim, amatörlük ve profesyonellik arasında oluşturduğumuz "yarı profesyonel" kavramını ortadan kaldırmamız gerekiyor. Ya paranın hiç ortada olmadığı, tamamen amatör bir sutopu branşı dizayn edeceğiz ve ona göre planlarımızı yapacağız ya da paranın var olduğu profesyonel bir düzene geçip onun gerekliliklerini yerine getireceğiz.
Kulüpler, idareciler, antrenörler ve sporcuların artık bu gerçekle yüzleşme zamanı geldi ve hatta geçiyor. Evet, sporcular ve antrenörler kesinlikle daha çok kazanmalılar. Ancak o zaman da ona göre bir çalışma temposuna geçmek gerekiyor. Daha çok çalışmalı, daha çok antrenman yapmalılar. Kulüp, günde çift antrenman yapacak imkânı sağlamalı. Antrenörler ve sporcular tam zamanlı olmalılar ki herkes birlikte bir yere gelebilsin. Bu imkânları sağlayacak olan kulübün de karşılığını almasını sağlamak gerekir. Kulüpler daha başarılı olursa milli takım da daha üst seviyeye doğru ilerler.
Ligdeki rekabet düzeyi için ne düşünüyorsunuz?
Haksız rekabet var. İki kulübün havuzu var, diğerlerinin yok. İstanbul'da antrenman yapmak için havuz yok. Üç tane ada takımının yazın kendi havuzları var, kışın yok; eylülden mayısa kadar. Havuz kiralayıp, servis ayarlayıp ekstra maliyetlerle operasyon yapıyorlar. Herkes Burhan Felek'teki havuzu kullanıyor. Sutopu saati belli. Bir buçuk saatlik bir dilim. Orada iki-üç takım aynı anda çalışıyor. Tam play-off'lar öncesi kamp yapacaksınız; ne diyeceksiniz, diğer takım çalışmasın mı? Buna rağmen oyun açısından skorlara bakarsak iyi bir rekabet olduğunu söyleyebilirim.
Şarık Tara Spor Toto Süper Lig Sutopu Sezonu sona erdi ve ENKA şampiyon oldu. Sezonla ilgili neler söylemek istersiniz?
Evet, sezon sonunda ENKA şampiyon oldu. Galatasaray ikinci, Heybeliada Su Sporları Kulübü (HSSK) üçüncü ve Adalar Su Sporları Kulübü (ASSK) de ligi dördüncü bitirdi.
Yarı final ve final serilerinde berabere biten maçların ve penaltı atışlarının oldukça çekişmeli geçtiğini gördük. Bu uzun bir maraton tabii ki. Bu serilerde hem mental hem de fiziksel olarak daha zor maçlar oynanıyor. Fiziksel olarak daha üst seviyede olan takımların maçlarda belirgin bir avantaj sağladığını söyleyebilirim.
Önümüzdeki sezon değişen kuralların da etkisiyle takımlarımızın çok daha kaliteli ve fazla sayıda antrenman yapmaları gerekecek. Belki, kadro yapılarının da gözden geçirileceği yepyeni bir dönemin başlayacağı bir sezon olabilir.
Uygulamada 3M+ kullanıcı'a katılın
En son haberler, sonuçlar ve canlı spor yayınları ile güncel kalın
İndir
Benzer Konular
Bu yazıyı paylaş
Reklam
Reklam