inan ozdemir Indiana Pacers NBA sezon 2012 2013

Indiana Pacers ile ne yapacağımızı bilmiyoruz. Yeni sezon kapıyı aralarken, Doğu'da taşlar geçtiğimiz yıla benzer bir noktada dururken Pacers ile ne yapmamız gerektiğini bilmiyoruz. Nereye kadar giderler? Miami Heat'e kaç maç dayanırlar? Kaç galibiyet alırlar? Danny Granger'ın lideri olduğu bir takımın akıbeti ne olur?

Bir Fransız yönetmen düşünün, çok ünlü olmasın. Her sene belirli kalitede filmler çekiyor, hatırı sayılır ama çok büyük olmayan festivallerden ödüller topluyor. Takım elbise giydiği zaman yakıştırıyor, arada sırada Avrupa gazetelerine denemeler yazıyor, röportajlar veriyor. Sinemaya gittiğinizde ne göreceğinizi biliyorsunuz. Kadın-erkek ilişkileri, kimlik krizleri, melankolik görüntüler, birkaç güzel espri, birkaç hüzünlü an. Koltuktan kalktığınızda hayatınız değişmiyor, en yakın kahveciye kadar sürecek bir "sinemadan çıkmış insan" sendromu yaşıyorsunuz. Daha sonra hayatınıza kaldığınız yerden devam ediyorsunuz. Az önce, o yönetmenin filminden çıktınız. Pişman değilsiniz, yine olsa yine yaparsınız ama boş kaldığınızda da "Ya olsa da izlesek" demezsiniz.

Indiana Pacers, o yönetmen.

Geçen Sezon
42 galibiyet, 24 mağlubiyet. Doğu Konferansı'nda ilk 3. Play-off ilk turunda Orlando Magic'i rahat geçip, Miami Heat duvarına toslamayla biten klasik bir yıl. Aslında bu kadar basit olmadı her şey. Serinin ilk maçında Heat'i elemelerinin ardından tüm gözler olası bir sürpriz senaryosuna çevrilmişti. Dwyane Wade'i susturmuş, LeBron James dışındaki bütün oyuncuları devre dışı bırakmayı başarmışlardı. Medya, seriye daha dikkatli gözlerle bakarken Miami kâbuslar görmeye başlamıştı. Her şeyi bitiren LeBron James oldu. Beşinci maçtaki 40 sayı, 18 ribaunt, 9 asisti NBA tarihine geçerken, Pacers her şeyin sona erdiğini anlaması uzun sürmedi. LeBron böyle oynayacaksa, ne yaparsanız yapın, isterseniz 6 kişi çıkın sahaya, isterseniz 7, Miami'yi geçemezsiniz.

Ölü Sezon Hamleleri
Pacers için duvarların yıkıldığı, badana boyanın tekrar yapıldığı, köklü değişikliklerin olduğu bir yaz olmadı. Ölü de değildi. Büyük bir korku yaşadılar. Portland Trail Blazers'ın Roy Hibbert'a niyetlenmesi, arkasından 4 sene 56 milyon dolar karşılığında bir anlaşma imzalatması yürekleri ağza getirdi. Fakat oyunun haklarını elinde bulunduran Indiana, bu kontratı karşıladığı için Hibbert yuvada kaldı. Belki hâlâ beklenen düzeyde değil fakat uzun ve daha ziyade pivot kıtlığının yaşandığı bir çağda Pacers'ın onu elden kaçırma lüksü yoktu.

Darren Collison'la vedalaştılar, zaten bir türlü oturtamadıkları oyun kurma hadisesinde onlara geçen yıl hiç yardımcı olmamıştı. Karşılığında Dahntay Jones ve Ian Mahinmi kadroya katıldı. Lou Amundson'u yolladıkları bir yazda Mahinmi'yi almaları NBA bloggerlarının seneye de bu takıma dikkat kesilmesine neden olacak. George Hill'e 5 yıllık 40 milyon dolar karşılığında anlaşma imzalamaları, D.J Augustin'i bir senelik kontratla kadroya dahil etmeleri, hep aslında oyun kurma sıkıntılarını aşma çabalarının nişaneleri. Bu hamlelerden sonra dok daha iyi olacaklarını öngörmek için kahin olmaya gerek yok. Çok daha iyi olmak ne demek? Onu kimse bilmiyor.

Kafalarda soru işareti yaratan hamle ise Gerald Green'le yaptıkları 3 yıllık 10.5 dolar değerindeki anlaşma oldu. Büyük potansiyelle ve zıplama yeteneğiyle çıktığı basketbol arenasında yıllardır "Tutunamayanlar"ı oynayan Green, sonunda geçen yıl New Jersey'deki performansıyla buraların adamı olacağını ispatladı. Kumar mı? Büyük ihtimalle. Tutar mı? Büyük ihtimalle...

En büyük merak konusu Danny Granger'la ne yapacakları. Bazıları takımın "ne uzalır ne kısalır" halet-i ruhiyesini bozmak adına Granger'ın takas edilebileceğini ve takımın Paul George'a emanet edilebileceğini söylüyor. Karşılığında ne alacaklar? Nasıl bir yapıya gidecekler? Bu sorular, Pacers ofisininin kafasını bir hayli karıştıracak gibi.

2012/13 Sezon Beklentileri
Aslında herkes ne göreceğinden emin. Karşımızda güzel bir iskelet var. Pivot posizyonu Roy Hibbert'a emanet, arkasında Mahinmi var. Boyalı alanı tecrübesiyle David West tamamlıyor, ilerleyen yaşıyla birlikte. Tecrübe, zaten sevdiğiniz yaşlı oyunculara kötü bir şey söylememek adına yakıştırdığınız kibar kelimelerdendir. Üç numara elbette Danny Granger'ın ve İstanbul hala sıcak, ter kokuyor. İki numara Paul George'un, yedekten gelen Gerald Green'le birlikte birkaç değişik pozisyonda boy gösterbiliyorlar. Oyun kurucu George Hill, D.J Augustin'le birlikte...

Doğu'dayız, check-in yapalım. Burası Miami Heat'in kazanmasına kesin gözüyle bakılan bir Konferans ve bu Indiana gibi bir takım için hüzünlü bir gelişme. Ne kadar çalışırsan çalış, ne kadar iyi olursan ol, bütün kaderin bir yerde LeBron James'in o geceki ruh haline kalıyor. Hüzünlü...

Koç koltuğunda Frank Vogel var. 2010-11'de takımı emanet aldığında beklentilerin üzerine çıkarmış, 2006'dan beri ilk kez play-off'un tadına bakmalarını sağlamıştı. Geçen yıl daha da iyiye götürürken takımı, NBA'in en iyi "Çıkın Oynayın" koçu olduğunu ispatladı. Açıklamaları, tavırları ve özlü sözleri ile Türk futbol arenasına da yakışabilecek bir antrenör olduğunu gösteriyor her seferinde. Ortalama üstü bu Fransız filminin, bu Doğu Konferansı takımının, aykırı parçalarından biri de o. Fakat gittikçe sıradanlaşıyor. Indiana'ya dair her şey gibi. Burada tek gerçek, her şeyin gitgide sıradanlaşması...

Doğu'da zirve için mücadele ederken bir yandan da bu sıradanlıkla savaşacaklar. Kendilerini ve olmak istedikleri şeyi tanıyacakları bu yıl, her açıdan özel olacak. Özel ve sıradan.

Tahmin: 50-32