Popüler Sporlar
TÜM SPORLAR
Tümünü göster

Tofaş’ın “son dansı”: 1998-2000 Dönemi #2

Eurosport Türkiye

Güncellendi 28/12/2020 - 17:54 GMT+3

Kupayla başlayan 1999-2000 sezonu, Tofaş'ın lig şampiyonluğu unvanını korumasıyla mükemmel bir şekilde taçlanacaktı. Gelecek sezon için Avrupa'da başarı kazanmak hedeflenirken aniden gelen bir açıklama herkeste büyük şok yarattı: “Ligden çekiliyoruz…”

tofaş

Görsel kaynağı: Eurosport

Son Dans…
1999 yaz dönemi Tofaş için sessiz geçti. Yeni transferler ile mevcut kadronun ahengini bozmak istemeyen yönetim, transfer yapmayarak kadroyu korudu. Şampiyon olunan sezonda ortaya konan kolektif oyun ve takımın David Rivers’ın liderliğini çok hızlı şekilde benimsemesi, yeni sezon için en büyük ihtiyacın istikrar olduğunu gözler önüne sermişti. Takımdaki ilk sezonlarında beklentilerin üstüne çıkan Serkan ve Mehmet’in de oyunlarını bir seviye daha yükseltmeleri bekleniyordu. Tüm bu faktörler terazinin ağır basan tarafında olsa da, tarihinde ilk kez Euroleague oynayacak olan Tofaş sezon içinde geniş ve bol alternatifli bir kadronun varlığını arayacaktı.
Sezona yine harika bir giriş yaptı Bursa ekibi. O yıllarda yeni sezon öncesi oynanan ve önceki sezonun finalistlerini karşı karşıya getiren Cumhurbaşkanlığı Kupası’nda Tofaş, Efes Pilsen’i bir kez daha geçerek koleksiyona yeni bir kupa daha ekledi.
Olay gazetesi (16.09.1999)
Ligin ilk maçında Ülker’i de geçen mavi-beyazlılar, ilk kez çıktığı Avrupa’nın en büyük vitrininde de Efes ve Ülker’in aksine sezona Alba Berlin önünde galibiyetle başladı. Avrupa’nın çetin koşullarına oyuncular hızlı uyum sağlamış, Alba önünde tüm salon dirençli ve sert savunma yapan bir Tofaş izlemişti. Takım saha içinde, organizasyon ise saha dışında tam bir uyum halindeydi. Yıllardan beri futbolla yatıp kalkan şehir halkı, Tofaş’ın ve basketbolun etrafında kenetlenmişti.
Avrupa’da ilk tur gruplarında zaman zaman başarılı sonuçlar alan Tofaş, ilk turda dört galibiyet alırken, ikinci tur gruplarında galibiyet sayısını sekize çıkarmasına rağmen, Barcelona, CSKA ve Benetton gibi güçlü ekiplerin olduğu grupta beşinci olarak TOP 16 şansını yitirdi.
Tofaş sezonun ilk yarısında ligde ve Avrupa’da göreceli başarılı olmasına rağmen, takımdaki huzursuz ortam dikkat çekiyordu. Oyuncuların vücut dilleri ve sezonun olağan akışında alınan bazı mağlubiyetler sonrası reaksiyonlar olması gerekenden çok fazlaydı. Dedikodular, koç Repesa ile oyuncular arasında uzun zamandır konuşulan bir iletişim kopukluğunu işaret ediyordu. Takım ligde yedi maçlık bir galibiyet sonrası Türk Telekom’a mağlup olmuş ve Avrupa’da da Olimpija maçından eli boş dönmüştü. Bu iki mağlubiyet, Repesa-Tofaş evliliğinin de bitmesine sebep oldu ve Hırvat koç 2000 yılını göremeden takımdan ayrıldı. Repesa, Türkiye’den ayrılırken verdiği kısa röportajda, istifa gerekçesi olarak oyuncular üzerinde hakimiyetinin kalmayışını gösterecekti.
Olay gazetesi (15.12.1999)
Belki de bu günler için uzun süreli Amerika stajı yarıda kesilen Tolga Öngören, yardımcı koçluktan baş antrenörlüğe terfi ederek takımı devraldı. Yeni koçu ile birlikte takımın sahada aldığı sonuçlar, Repesa döneminden çok da farklı olmadığı halde Tofaşlı oyuncuların daha huzurlu ve saha içinde de daha rahat bir basketbol oynadıkları söylenebilirdi.
Yeni yıl ile birlikte ligin zirvesi için Efes Pilsen ile çekişen takım, Avrupa hayallerine veda etmesinin ardından Türkiye Kupası finalinde Ülker’i farklı geçerek üst üste 2. kez kupayı müzesine götürdü. Bu iki takım ilerleyen haftalarda bir kez daha playofflarda yarı finalde karşılaşacak ve Tofaş rakibini 3-1 ile geçip ligin finaline adını yazdıracaktı. Aslında buraya kadar Tofaş’ın gidişatında sıradışı bir durum yoktu. Koç değişikliğine rağmen, kadro kalitesi Türkiye için fazlasıyla iyiydi ve takım beklenildiği gibi ligde finale kalmıştı. Ancak o kadar yatırıma rağmen, Avrupa’da erken havlu atmak derinlerde bir yerde yara olarak kalmıştı.
Sene başında kağıt üstünde beklenilen final nihayetine ermişti. Efes Pilsen ve Tofaş üst üste ikinci kez lig şampiyonluğu için karşı karşıyaydı. Efes, bu kez Tofaş’ın karşısına bir Euroleague Final Four takımı etiketiyle çıkmıştı. Nisan ayının ortalarında yapılan Final Four’da Efes Pilsen, daha sonra şampiyon olacak Panathinaikos’a elenmiş ancak Barcelona’yı yenerek Avrupa üçüncüsü olmuştu. Bu, bir Türk basketbol takımının o tarihe kadar çıktığı zirve noktasıydı.
Bu şartlar altında final serisinin ilk maçı İstanbul’da yapılacaktı. Bu maç tarih olarak Türk sporu için büyük anlam ifade edecek bir güne denk gelmişti. Çünkü aynı günün akşamı Galatasaray, Arsenal ile UEFA Kupası finalinde karşılaşmış ve rakibini yenerek futbolda kulüpler düzeyinde ilk Avrupa Kupası’nı ülkeye getirmişti. Bu maçın gölgesinde oynanan final serisinin ilk maçında ise Efes, rakibini rahat bir şekilde geçerek seriye galibiyet ile başladı. Ancak bu galibiyet, Efes’in serideki tek galibiyeti olarak kalacaktı. O maçın ardından Tofaş, rakibini üst üste 3 kez mağlup ederek bir kez daha şampiyon oldu. David Rivers’ın son maçtaki 40 sayılık epik oyunu sayesinde, Tofaş 17 sayı geriden gelerek maçı kazandı.
Bütün organizasyon bulutların üzerinde geziyordu adeta. Efes Pilsen ve Ülker’in son yıllardaki tartışılmaz üstünlüklerini bozmuşlar ve son 2 senede 5 kupayı müzelerine götürerek tüm lige meydan okumuşlardı. Şampiyonluk kutlamalarında bir kez daha daha yüksek hedefler seçilip, gelecek sezon planları şimdiden konuşulmaya başlanmıştı. Genel menajer Efe Aydan ve koç Tolga Öngören, gelecek sene asıl hedeflerinin Türkiye’ye bir Avrupa Kupası kazandırmak olduğunu söylüyorlardı.
Bu söylemlerden yalnızca 2 hafta sonra ise sadece Bursa şehri değil Türk sporu, tarihinin en büyük şoklarından birinin haberi ile güne uyanacaktı. Tofaş organizasyonundan ajanslara düşen resmi açıklama kısa ve son derece netti. “Ligden çekiliyoruz…”
Açıklamada karara ait herhangi bir neden sunulmazken, SuproLeague dahil olmak üzere takımın tüm profesyonel liglerden çekildiği ve faaliyetlerine amatör olarak devam edeceği belirtilmişti. Kararı kulüp başkanı Ersin Taş, Efe Aydan ve Tolga Öngören de medyadan öğrenmişti. Kulüpsüz kalan oyuncular ve teknik ekip şoktaydı.
tofaş
Kararın arkasındaki gerçek neden hiç bir zaman anlaşılmadı. Basketbola yapılan yatırımların büyüklüğünün Tofaş’ın İtalyan ortağı Fiat’ın canını sıktığı ve 3 senede harcanan yaklaşık 45 milyon doların geri dönüşünün olmamasının kapatma kararının arkasındaki en büyük neden olduğu söylendi. Bunun yanında bir önceki yaz yapılan üç milyon dolarlık Asım Pars transferi ile sokağa atılan paraların veyahut Avrupa’da yıllardan beri gelmeyen kupanın bu kararı tetiklediği konuşulsa da hiçbiri bu kadar keskin ve ani bir şekilde basketbol şubesindeki tüm profesyonel operasyonların durdurulmasını açıklamıyordu.
Şehir, kararı kabullenmek istemedi. Taraftar dernekleri ayağa kalkmıştı. Herkesi takımlarına sahip çıkmaya davet ediyorlardı. Bu kararın ardından gelen bu tarz duygusal reaksiyonların şiddeti bile aslında Tofaş’ın yıllar içinde bir kurum takımı olmasına rağmen yerel halk tarafından nasıl benimsendiğini gösteriyordu. Tofaş’a, Bursasporlular sahip çıkıyordu.
Ertesi gün yapılan basın toplantısında, başkan Ersin Taş ve Efe Aydan’ın toplantıdaki halleri nasıl bir ruh hali içinde olduklarını açıkça gösteriyordu.
Kaynak: Milliyet Arşiv
Halktan gelen tüm tepkilere rağmen, şirket kararından geri adım atmadı ve efsane Tofaş takımı şampiyon olmalarının sadece birkaç hafta ardından tarihe gömüldü. O kadronun oyuncuları ise Türkiye ve Avrupa’daki çeşitli takımlar tarafından ışık hızıyla kapışıldı.
2001 yılında ülke tarihinin en büyük krizlerinden biriyle yüzleşen Türkiye’de, bu durumdan elbette spor da etkilenecekti. Takip eden senelerde, başka birçok kurum takımı ve sponsor kepenkleri indirecek ve Türkiye Basketbol Ligi hiçbir zaman 1998-2000 yılları arasındaki değerine ulaşamayacaktı.
1990 yılında başladığımız Tofaş Basketbol Kulübünün 10 yıllık önlenemez yükselişi ve nihayetinde kazandığı 2 lig şampiyonluğunun hikayesiydi bu. Türkiye, Tofaş basketbolunu 1991 senesindeki nefes kesen Fenerbahçe finali ile tanıdı ve yeni bir yüzyıla girdiğimiz 2000 senesindeki şampiyonluğu ile de belleklere kazıdı. Efe Aydan, Tolga Öngören, Murat Konuk, Rashard Griffith ve David Rivers bu 10 seneye damgalarını vurdular. Hiçbiri, 1999-2000 sezonuna başlarken bunun “son dans” olacağını bilmiyordu elbette. Hak etmedikleri bir final ile bitirseler de, onlar kulübe ve şehre hak ettikleri o gururu sonuna kadar yaşattılar…
Yazı: Emrah Gölbaşı
Bu yazı dizisindeki gazete küpürleri Milliyet Arşiv ve Olay Gazetesi'nden alınmıştır.
Uygulamada 3M+ kullanıcı'a katılın
En son haberler, sonuçlar ve canlı spor yayınları ile güncel kalın
İndir
Benzer Konular
Bu yazıyı paylaş
Reklam
Reklam